Öncelikle başarılı öğrencilerin genel özelliklerini inceleyelim ki paranın, çok harcamanın, dilediğin her şeye sahip olmanın başarıda etkili olup olmadığını daha rahat görürüz diye düşünüyorum.
Yapılan araştırmalarda, okul ve sınavlarda başarılı olmuş öğrencilerin genel özelliklere aşağıdaki gibi saptanmıştır.
Yukarıdaki özellikler başarılı öğrencilerin genel özellikleridir. Bunların elbette istisnaları vardır. Ancak dünyada iz bırakan İbn-i Sina, Einstein, Aziz Sancar… gibi isimlerin genel özellikleri araştırıldığında yukarıdaki özelliklerle örtüşdütü görülür.
Yukarıdaki temel özellikler incelendiğinde başarıda; çok para harcamanın, eğlenceyi abartmanın, lüks yaşamın… söz konusu olmadığını görürsünüz. Ekonomide “asgari geçim standardı” diye bir şey vardır. Bu temel ihtiyaçların karşılanması için gerekli olan mali güç demektir. Elbette temel ihtiyaçların karşılanmasına yetecek kadar parası olmayan insanlar sıkıntı yaşarlar, yapabilecekleri şeyleri tam olarak yapamazlar. Bunu sabırla aşanlar yok mu? Elbette vardır. Bunlar belirli bir süre için, -hedeflerine varıncaya kadar- sabrederler. Bu da eğitimin bir parçası olur, onlar adına.
Görüldüğü gibi başarının ekonomik düzeyle, fazla para harcamayla bir alakası yoktur. Yani başarı, parayla doğru orantılı değildir. Hatta fazla para, aşırı harcama durumu insanın düzenini bozar, hatta hedeften de uzaklaştırır.
Sigara, kafelerde zaman harcama, karşı cinse ihtiyaç duyma… gibi durumlar başarılı insanların ortak özelliği, olmazsa olmazlarından değildir. Bunlar, sadece diploma için okuyan insanların sorun haline getirdiği, bunlara sahip olamayınca kendilerinde yoksunluk hissettiği öğrenci tipleridir. Bu tür sun-i ihtiyaçları karşılanmadığında birilerini suçlayan, bunun için geleceğini göz ardı eden gençler ömür boyu sorun yaşayan gençler olacaktır. Bunlar akılla iş yapamazlar, nafakalarını bedenle ya da basit işlerle meşgul olarak kazanmak zorunda kalırlar. Ya da Allah göstermesin, gayrimeşru yollardan kazanmak zorunda da kalabilirler.
Unutulmaması gereken şeylerden biri de büyük başarıların imkansızlıklardan doğduğu gerçeğidir.
Mesela; Konya Meram Anadolu Lisesi öğrencisi görme engelli Fulya Akkaya, LYS’de 5 puan türünde Türkiye birincisi olarak büyük bir başarıya imza attı.
Adana’da zor şartlarda okuyan 14 yaşındaki Polat Ersin çobanlık yaparak önce okul birincisi oldu, ardından TEOG sınavında aldığı 466 puan ile fen lisesini kazandı.
Muş’un Hasköy İlçesi Gökyazı Köyü’nde okuldan arta kalan zamanlarında çobanlık yapan Zeynep Dinçer ve Sibel Balkaya, Temel Eğitimden Ortaöğretime Geçiş (TEOG) sınavına tam puan alarak Türkiye birincileri arasına girmeyi başardı.
Bu örneklerle sık sık karşılaşmak mümkündür. Demek ki para bahane, inanç, hedefe kilitlenmek şaha-ne! Niyeti oynamak olanın, yerinin ve yeninin dar olması hiç önemli değildir!
İsmet YALÇINKAYA
29.01.2020