Dolar 18,7800 0.36%
Euro 20,1575 1.2%
Gram Altın 1.217,00 0,05%
Çeyrek Altın 2.023,00 3,53%
Bitcoin 540311 4.50039%
Ethereum 34161 0.56303%
Yarım Altın 4.046,00 3,53%
Tam Altın 8.039,34 0,38%
NİŞANLARIMIZ ve DÜĞÜNLERİMİZ (EĞR Tİ-EVLİLİKLER)

NİŞANLARIMIZ ve DÜĞÜNLERİMİZ (EĞR Tİ-EVLİLİKLER)

ABONE OL
03 Eylül 2019, 09:36:59

Durmuş Koç
Eskiden “Bir fincan kahvenin kırk yıl hatırı vardır” derlerdi. Gerçekten de öyleydi.

Şimdilerde aşkların, sevdaların, EVLİLİKLERİN, dostlukların, komşulukların ve arkadaşlıkların hiçbir hatırı kalmadı. ‘Bir fincan kahvenin hatırı’ kırk gün bile sürmüyor artık günümüzde…

Bugün misafirim olan bir inşaat mühendisi arkadaşıma; niçin fay hatlarının üzerine dokuz on katlı binalar dikiyorsunuz dediğimde!.. Hocam biz binalarımızı sekiz dokuz şiddetindeki bir depreme dayanıklı yapıyoruz. Biz o binalardan sorumluyuz. Peki bizim yaptığımız o binalarda oturan ailelerin-evliliklerinin temelini siz niçin sağlam atmıyorsunuz? Bir iki şiddetindeki bir sarsıntıya bile dayanmıyor yıkılıyor dedi..

Ben, biz de o aile yuvalarının temelini sağlam atıyoruz, evliliklerden sorumluyuz diyemedim. Çünkü mühendis bey haklıydı ve beni kötü yerden yakalamıştı…

Çünkü nişanlar, düğünler, sünnetler vs. yani evlilikler bizim ilgi alanımıza giriyordu. Ve kurduğumuz aile yuvaları da çok küçük bir sarsıntıda yıkılıp gidiyordu. Bu pazar düğününe gittiğimiz, “bir yastıkta kocayın” temennisinde bulunduğumuz dostlarımızın evlilikleri birkaç pazar sonrası eften püften sebeplerle boşanmayla sonuçlanıyor ne yazık ki..

Bakın kardeşlerim! İnsanlık tarihinde, şu çağımızdaki kadar yuvaların sarsıldığı ve yıkıldığı, boşanmaların yaşandığı bir dönem görülmemiştir.

Bugün Batıda her iki evlilikten birisi boşanmayla sonuçlanmaktadır.

Türkiye’de de boşanma oranları her geçen gün hızlı bir şekilde artmaktadır. Yakında Batıyı bile sollayabiliriz. Daha şimdiden birçok ilde ve ilçede evliliklerle boşama oranları neredeyse eşitlendi bile…

Biz anne babaların bin bir emekle ve umutla büyüttüğümüz, mürüvvetlerini görme arzusuyla tutuştuğumuz evlatlarımız için kurduğumuz yuvaların uzun ömürlü olmaması, uzun ömürlü olsa bile son zamanlarda o yuvalardan hayırlı nesillerin çıkmaması ne garip ve ne acı bir gerçektir…

Bugün kurduğumuz yuvalarda; geçimsizlikler, karı koca, gelin kaynana kavgaları yaşanıyorsa, safiyetin, masumiyetin, merhametin sembolü olan çocuklarımız/torunlarımız eğer yarın hayırsız çıkıyor,  şiddetin, cinayetin, zulmün failleri yetişiyorsa oturup uzun uzun düşünmeli değil miyiz?..

Peki sebep ne ve ne yapmalıyız?

Sebep çok ama ben birinci ve en önemli sebebi söyleyip bitireyim;

1-Kuracağımız yuvanın temelini yanlış atıyoruz arkadaşlar. Nişanlarımız ve düğünlerimiz dinimiz, örf, adet, gelenek ve göreneklerimiz den çok uzak..

“Allah’ın emri Peygamberin kavli..” buraya kadar güzel, ya ötesi!..

İçkili, israflı, lüks, zorlaştırılmış, gösterişli, haramlı/mahremiyetten uzak, kadın erkek karmakarışık çalgılı danslı eğlenceli vs.

Temeli böyle atılmış bir  “AİLE YUVASI”ndan asla hayır gelmeyecek/gelmiyor zaten ve o yuva 1 şiddetindeki bir sarsıntıya dayanmayacak/dayanmıyor zaten..

Kızlarımızın niçin Fatıma ve Hatice validemize, erkeklerimizin de niçin Hasan, Hüseyin Efendilerimize benzemediğinin, hanelerimizde İbrahim ve İsmail’lerin yetişmediğinin bir göstergesidir bu…

Elbette ki düğün, düğün gibi olmalı; çalgılı, yemekli, eğlenceli.. Eskiden de böyle değil miydi zaten? Öyleydi ama eski düğünlerde asalet vardı, düğünlerin bir ağırlığı vardı. Bugünkü kadar dinimizden, kültürümüzden ve değerlerimizden uzak değildi…

Subscribe
Bildir
guest

0 Yorum
Inline Feedbacks
View all comments