Ağlamaktan gözlerin kızarmıştı akları
Büyük yas karartmıştı kırmızı bayrakları .
Boyunlar bükülmüştü başlar durmuyordu dik,
Kendi vatanımızda vatansızlar gibiydik.
Anayurda dört yandan saldırmıştı düşmanlar
Türk ün büyük derdini Türk olmayan ne anlar??
Halife onlarla bir, sultan onlarla birlik;
Prensler ediyordu düşmana habercilik.
O günlerde bir ünlü ayak bastı Samsun a.
Yürüdü etrafına umutlar suna suna ;
Bu ateşler içinden geçip gelmiş bir erdi,
Göğsünde toplanmıştı milyonca Türk ün derdi.
Bu milyonca dert ona veriyordu başka hız
Yürüyordu peşinden genç, ihtiyar, kadın, kız…
O kimdir ? Bakışları deniz kadar yumuşak,
Saçı güneşi emmiş bir demet altın başak.
O kimdir? Gözlerinde, bir tılsım gizleniyor
Bastığı topraklardan bahar filizleniyor…
Alev saçlı bir volkan, bazı bir dağ başında
Bazı beliriyordu bir damla göz yaşında.
Güneşten birer oktu ondan gelen her emir,
Bu okların altında eriyor dağ, taş, demir.
O kimdir? .. Milyonca Türk birleşip bir tek olmuş…
Yıkılan memlekete kolları destek olmuş.
Öz yurdumun içinde düşman kurarken pusu
Bir yandan da yürüdü halifenin ordusu.
Birisi gök yüzünden bombalar atıyordu,
Öbürü tekbir çekip fetva dağıtıyordu.
Bunların karşısında göğsü açık bir dölen,
Süngüye topa diyor biz olacağız yenen!
Vatan sürüklenirken bir uçurum ucuna,
Dağılan kuvvetleri topladı avucuna.
Kurşunlar gülle oldu, sopalar süngü oldu,
Sınırlar baştan başa bir çelik örgü oldu.
Bir kale heybeti var vatanın her taşında,
Her işin başında o, her iş onun başında.
(Yusuf Ziya Ortaç)
BÖYLE BİR LİDERDİ O!!!