Kitaplar insanın kültürünü arttırırken kelime hazinesini de genişleterek kendimizi ifade etme, anlayabilme, anladığını yorumlayabilme zenginliği de katar. O zaman neden bu kadar az kitap okuyoruz? Kitap okumayı sevmiyorum diyen öğrencilerle karşı karşıya neden geliyoruz?
Okuduğumuz her kitap aslında bizi nice serüvenlere çıkartıyor. Farklı insanlarla tanışmamıza vesile oluyor. Dünyayı gezdiriyor. Sayısız hayat dersi alıyoruz aslında okuduğumuz sayfalardan. Okumanın hakkını vermek gerek diye düşünüyorum. Anlayarak okumak gerek, aldığınız her kitap altın değerinde.
Elinizde tuttuğunuz kitaba önce bir bakın, kapağını sevin, yazarını tanıyın, sayfalarını hayat serüveni olarak düşünün, merak edin, bıkmadan heyecanla başlayın yeni sayfasına… Kitaba siz de bir kat değer katın. Yarıda bırakmak da neyin nesi! Küserler onlar, bizler kadar canlı aslında. Çünkü bir yazarı var, emek vereni var. Anlamaya çalışın onları da.
Bizi okumak kurtaracak.
Yüce dinimizin ilk emri de oku değil mi? Rabbimize güzel bir kul olmak da okumaktan geçmez mi? Fatih Sultan Mehmet İstanbul’u fethederken kütüphanesini yanında taşımıştır. Gazi Mustafa Kemal Atatürk savaş günlerinde bile vakit buldukça çadırında kitap okumuştur. Boş boş oturarak hayat bize bir şey öğretmez. Öğrenmek için çaba gerek, azim gerek, istek gerek, sevmek gerek.
Okuyalım hep beraber. Paylaşalım.
Eğitimci olarak benim derdim öğrencilerimize okuma alışkanlığı kazandırmak oldu hala da bu konuda ısrarlıyım. Kitap nerede ben orada olacağım. Çünkü okumak başarının ilk adımıdır.
Bu kadar sözümün üstüne şimdi soruyorum:
Şimdiye kadar kaç kitap okudunuz?…
Zübeyde Hanım MTAL Müdür Yrd. HALİSE ÖZLEM ÇİVİLİDAĞ